Cuma, Kasım 18 | By: BladeSinger

Bad Boy Bubby!*




Gel benimle! Gördün mü, kimse sana yardım etmeyecek Bubby! Çünkü dışarıda sana yardım edecek kimsecikler yok. Hem de hiçkimse. Hepimiz atom ve atomdan daha küçük partiküllerin kaotik bir dizilişinden ibaretiz sadece. Yaşamıyoruz ki... Bizi oluşturan parçacıklar yalnızca bize bir kimlik ve bilinç vermekle yükümlüdür. Ölmeyiz de biz, sadece parçacıklarımız yer değiştirir o kadar. Tanrı falan yoktur ve olamaz da... yukarda bizi koruyan ilahi bir varlık olduğunu düşünmek çok saçma. Olsa olsa melûn bir varlık olmalı ki, sırf bizi bu düzenin parçası yapıyor varoluşumuzun meâlinden dahi bihaber, bir sürü kâideye riayet etmek zorunda kalıp, hüküm sürmesi için ona biat ediyoruz. Ölçüp biçiyoruz, hesaplıyoruz... Mükemmel bir müzik yaratıyor, sanat icra ediyoruz kendi başımıza. Milyonlarca masum çocuğun kurbanlıklar gibi ecelini seyretmek zorunda kalan bir ırkın mensubu olarak Tanrı'ya biat etmek, ne çılgınca bir anlayış. üstelik ızdırap içinde, can çekişerek, reddedilmişcesine. Tanrıya biat etme mecburiyeti ne kadar ahmakça! Lanet olsun ona! Var olmadığını farzet! Bizim vazifemiz varolmadığını farzetmek, bizim vazifemiz Onu reddetmek. Lanet olsun sana Tanrı! Varsa cesaretin, göster yüzünü ödlek seni! Varolamamış sahtekar seni...
Pazartesi, Kasım 14 | By: BladeSinger

Pilli Bebek - Olsun


Olsun by Pilli Bebek on Grooveshark

bilmiyorum belki Ankaraya taşındım ondan mıdır, yoksa bende ki Behzat sevgisinden midir, yada ikisinin karışımından mıdır bilmiyorum, Pilli bebek hiç olmadığı kadar içten ve de güzel geliyor kulağıma (Bu arada Behzat ile daha güzel uyabilecek başka müzik bilmiyorum...) (Birde, Sezon başlangı harıkaydı.)


Haydi sözleri irdeleyelim;

Yorgun gecelerin ardindan
Hep ayni yere dönerken
Islak sokaklar boyu düsündüm
Borcum varmis gibi kendimden
Gülümseme beklerken
Tren yollari boyu düsündüm

Sanki yillardir uzaktayim ben
Özlemlerin hep sessiz, derinden
Ama yalanlar görüyorum hala
Burdan bakinca su sonsuz dünyaya

Olsun demek de zor artik
Çocuk düslerimiz yok artik.

Erken ölülmlerin ardindan
Hep ayni yere dönerken
Islak sokaklar boyu düsündüm
Solmus insanlarin yüzünde
Gülümseme beklerken
Tren yollari boyu düsündüm

Sanki yillardir uzaktayim ben
Özlemlerin hep sessiz, derinden
Ama yalanlar görürüm hala
Burdan bakinca su sonsuz dünyaya

Olsun demek de zor artik
Çocuk düslerimiz yok artik.

Benim gibi artık 32 yaşına gelmiş bir ihtiyar(!) olarak, bir çocuk düşü dendiği zaman eski zamanlara gidiyorum ister istemez. İster istemez de bir hüzün kaplıyor içimi, -geri döndürilemeyecek zaman.- Acıtıyor. Eskiden bazı şeyleri ne de kolay yapardım, herşeye enerjim vardı. Artık yok yapamıyorum, isteğim yok. İsteğim olsa da geçici, cesaretim pişmanlıklarım tarafından kırılmış. Eriyip çürüyüp gittiğimi hissediyorum. Ne bu yaa bahadır 14 yaşında ergen yazısı yazıyorsun demeyin, hissettiklerimi yazıyorum sadece.

Neyse O'na dönmeyi istedim dün, sonra pişman oldum, sonra gene istedim sonra pişman oldum. En son gene pişman oldum. Sonrasını düşündüm, pişman oldum düşündüğüme, herşeye pişman oluyorum. Bu yüzden artık kötü bir insan bile olabilirim, yaptığım herşeyden her adımdan pişmanlık duymak istemiyorum ama ruhum beni o tarafa sürüklüyor.

"Sanki yillardir uzaktayim ben
Özlemlerin hep sessiz, derinden
Ama yalanlar görüyorum hala
Burdan bakinca su sonsuz dünyaya"


Arabistan macerasından öncesi spor salonundan ve çevremden uzaklaşalı bir 3 yıl kadar oluyor. o süreden beri yalnızlaştığımı hissediyorum. Yıllardır uzaktayım herşeyden herkesten. herşeyi, herkesi sessiz ve derinden özlüyorum. Ama kişilerden çok sanki geçmişi özlemek bu. Eskiden özlerken çok anırırdım, artık anırmıyorum. Gıkım bile çıkmaz artık özlerken. Duygusuz ve taş kalbli bir adam oldum diyorum, sonra birşeyler izlerken saçma salak bir sahnede ağlamamak için kendimi zor tutar buluyorum. Diyorum ki sanırım sen taş kalbli bir adam değilsin, ama haraketlerimi eleştirdiğimde de gene buzz gibi bir adam çıkıyor hatta bencil. Uzun zamandır aklımda bu soru, ben sevecen bir insan mıyım yoksa değil miyim ? cevap sanırım beyaz ve siyah ta gizli değil, gri bir ton ama derecesini de bilmiyorum.

Neyse,

Görüşürüz.
Pazar, Kasım 6 | By: BladeSinger

MSG - Nightmare



Gece gece takıldım, hiç bitmeyen kabuslarıma ithafen sanırım yatana kadar çalıcak. Çalsın...
Cumartesi, Kasım 5 | By: BladeSinger

Tam da NÇ'nin üzerine "Precious"



Dün akşam oturdum tam da NÇ vakkasının ardından bu filmi izledim. Amerikan ve zenci yapımı filmlere şüpheyle baksam da son zamanlar da izlediğim etkileyici filmlerden biriydi. ne demişler, (bu da eski bir arkadaşın kulağıma küpe bir lafıdır "Genellemeler genelde tehlikelidir" tabiki o söylemedi ama bana o söylemişti.) "Precious"

Mariah Carey ve Lenny Kravitz konuk (tam da konuk oyuncu diyemeyiz ama işte ne denirse) oyunculuklarıyla renk katmışlar ama bundan gayri tabiki "Gabourey Sidibe" çirkin,şişman, fakir hatta ırkçı zihniyetle bakarsak kapkara bir zenci olmasıyla tam da bir günümüz anti-kahramanını oynuyor. Kanımca da on numara oyunculuk sergiliyor. Bu arada annesini oynayan kadını da takdir etmek lazım kendinden çok ama çok pis tiksindiriyor. Hani bizim Erol Taş muhabbeti var ya sokakta görünce zavallıyı dövmüşler falan, heh aynı o muhabbet yani.

Konumuz ensest, babasından 2 tane çocucğu olan Precious'ın hikayesini izliyoruz. Gerçekten yürekleri burkan bir hikaye, tavsiye edilir efenim. Ağız tadiyla demiyim de, işte sosyal bilinçle izleyiniz.
Cuma, Kasım 4 | By: BladeSinger

Bir varmış bir yokmuş, NÇ adında bir kız varmış. 2 kadın NÇ'yi 26 kişiye pazarlamış.


Bu cinayetle* ilgili ilk önce;

Bunları biliyor muydunuz?

1-N.Ç.'nin hala bakire olduğunu,
2-İlişkiye giren herkesin NÇ ile ters ilişkiye girdiğini, dolayısıyla 26 kişinin ilişkiye girmeden önce bu hususta bilgilendirildiklerini.
3-Bu durumdan dolayı N.Ç.'nin 4 kez operasyon geçirdiğini,
4-N.Ç.'yi pazarlayan 2 kadının, sadece 9 sene ceza aldığını (ki bence pazarlayanlar bu adamlardan 10 kat daha suçlu)
5-Kararda ahlaki kötülüğün farkında diyerek, 13 yaşında ki bir kızın şehvet hisleri duyabileceğini(üstelik Ters ilişkiden)

biliyor muydunuz ?

Sanırım, şu an için bu 26 kişiyi teşhir etmek kamunun yapabileceği en iyi ceza. Fatih Altaylıyı sevmeme rağmen takdir eder, kişilerin isimlerini kim olduklarını ilgili bu linkten görebilirsiniz.

Başka bir ülke de olsa, sanırım 1-2 bakanın koltuğundan olacağı bu davayla ilgili kararı veren yargı mensuplarının da deşifre edilmesi, hatta ilgili kurumlarca görevlerine son verilmesi benim nacizane isteğimdir.Buna benzer bir başka dava olan Siirt vakasında benzer bir karar çıkmaması için de sivil toplum ve medya kurumlarını bir kez daha göreve çağırmak istiyorum.

Hukukun, faili Ogün Samast olan bir davada çocuk(!) olduğu için cezasını hafifletirken, mağdur olan bir çocuğu daha fazla mağdur etmesini aklım hafsalam ne yazık ki almıyor.

Bu cezadan bir kamu bireyi olarak şunu anlıyorum. iyi hal gösterirseniz değil 18 yaşından küçük 5-6 yaşında bir çocukla kendi rızasıyla(!) birlikte olablirsiniz. En fazla da 4-5 yıl yatıp çıkabilirsiniz. Ha arada Rahşan affı falan da çıkar yeni kurbanlarınızı içerden çıktıktan sonra sokakta arayabilirsiniz. Bu kararın ne yapılıp edilip tekrar gözden geçirilmesi kamu vicdanının hatta daha da önemlisi zavallı NÇ'nin vicdanının(oda nasıl olacaksa) bir nebze daha rahatlatmasını temenni ediyorum.

klişe bir laf; "Herşeyin başı eğitimden geçiyor". Eğitimsiz cahil, karanlık çağlardan kalma ahlak anlayışına hakim bir ülke ve toplumuz. Keşke herşey yerlebir olsa da, geçmişten gelen dini ve ahlaki değer yargılarımız tepetaklak olsa. İşte o zaman belki düzelebiliriz.

Neyse şimdilik bu kadar ama içim hala NÇ için kan ağlıyor.
Hepinize akıl mantık dolu günler diliyorum,

Saygılarımla,


*Cinayet diyorum çünkü, bu 13 yaşında bir birey adayına geri döndürülemiyecek şekilde hasar verilmiştir. Bu kızın Annelik, sağlıklı yaşam(psikolojik & fiziksel), en önemlisi çocukluk hakkı elinden alınmıştır. Bir birey daha doğmadan katledilmiştir. Buna 26+2+bütün yargı elemanları+toplum+iktidar+muhalefet el ele vererek bu olayın yaşanmasına izin vermiştir. Sorumlu herkesi bir kez daha kınıyorum.